Allah kimleri niçin saptırıyor?

  Alexas Fotos - Pixabay
  

İnsanların hidayete ermesi de, Allah’ın âyetlerini inkâr etmesi de Allah’ın takdiriyle olduğuna göre, kullar bundan niçin sorumlu tutuluyor? En’âm sûresinin 39. âyetini okuduğumuz 353. Kur’an Buluşmasının özeti ve video kaydı

  

Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve bu suretle Allah’ı ve elçilerini yalancılıkla suçlayan kimselerin inkârlarında hiçbir hakikat bulunmadığını bildiren En’âm sûresinin 39. âyeti, 14 Mayıs Cumartesi günkü 353. Kur’an Buluşmasının gündemindeydi.

Âyet-i kerime, onları kör, sağır ve dilsiz olarak niteliyor ve bu durumu da “Alah’ın saptırması” olarak niteliyordu:

Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içindeki sağır ve dilsizlerdir. Allah dilediğini saptırır; dilediğini de dosdoğru bir yola koyar.

Âyetin bu ifadeleri, bizi “hidayetin ve dalâletin Allah tarafından yaratılması” konusuna getirdi ve “Eğer Allah dilediğini saptırıyorsa, sapan kişinin bunda bir sorumluluğu olabilir mi?” sorusunun cevabını araştırmaya sevk etti.

Kur’ân-ı Kerimin konuyla ilgili âyetlerini toplu bir şekilde gözden geçirerek yaptığımız incelemenin sonuçlarını şu şekilde özetledik:

  • Herşeyi yaratan ve yaşatan Allah’tır. Herşey Onun izni ve yaratmasıyla vücut bulur. Bu, sahih İslâm inancının temel bir ilkesidir ve Kur’ân-ı Kerimin birçok âyetinde açıkça bildirilmiştir.
  • Kullarını hidayet veya dalâlet yollarından herhangi birine muvaffak eden de Odur. Böyle olmasaydı – hâşâ – kâinatta cereyan eden bazı şeylerin Allah’tan başkası tarafından yaratılmış olması gerekirdi.
  • Onun için, kulun hidayet veya dalâleti irade etmesi yetmez, ayrıca Allah’ın da bunu irade etmesi gerekir.
  • Ancak Allah bu konuda Kendi iradesini kulun iradesine tâbi kılmış, hidayet ve dalâlet arasındaki seçimi ona bırakmış, onun tercihine göre de kulunu hidayet veya dalâlet yollarından birine muvaffak edeceğini açıkça bildirmiştir.
  • Bu konuda Allah’ın Kendi iradesini vurgulaması, Tevhid inancının gereği olduğu kadar, bazı kişilerin doğru yolu bulup bulmaması konusuna niçin akıl erdiremediğimizi göstermek ve tebliğ ve irşad faaliyetlerinde sonuçtan sorumlu olmadığımızı bildirmek hikmetine binaendir.

Sapanın da, hidayete erenin de Allah’ın takdiriyle bu sonuca eriştiğini bilmenin bizim için çok önemli sonuçları da vardı. Dersimizde bu sonuçlara da temas ettik:

  • Hidayet ve dalâletin Allah’ın takdirine bağlı olduğunu bilmek, gerek tebliğ ve irşad faaliyetinde bulunanlar, gerekse İslâm toplumu için büyük bir rahmet ve rahatlık vesilesidir.
  • Herşeyin bütün ayrıntılarıyla Allah’ın kudret ve iradesi dahilinde cereyan ettiğini bilen ve herkesin Allah huzurunda kendi hesabını vereceğine iman eden insanlar, sonuca tevekkül ile yaklaşırlar ve kendi arzularını takdir-i İlâhînin önüne geçirmezler.
  • Bunun sonucunda ise, tebliğ ve irşad faaliyetlerinde bulunanların bütün çabalarına rağmen istedikleri sonucu alamadıklarında yılgınlığa düşmekten veya öfkeye kapılmaktan korunmaları beklenir.
  • Yılgınlığa düşmezler, sadece görevlerini uygun şekilde yerine getirip getirmediklerine bakarlar ve bu konuda kusurları varsa düzeltirler, o kadar. Çünkü sonuç kendilerinin değil, Allah’ın iradesine tâbidir.
  • Hadlerini aşmadıkları gibi, insanlar onların davetlerine icabet etmedikleri zaman kin, öfke, husumet gibi olumsuz hislerin tuzağına düşmezler, itidalden uzaklaşmazlar, Müslümana yaraşan bir olgunlukla yollarına devam ederler. Bu husus ihmal edilir de insanlarla olan münasebetler bir gerilim ve çekişme atmosferine sürüklenirse, ileride hiç değilse bir kısmının hidayetine vesile olabilecek şartlar peşin peşin ortadan kaldırılmış olur. Bu ise, muhatapların imtihanlarını kaybetmeleri için canla başla çalışmaktan başka bir anlama gelmeyecektir.
  • Kur’ân-ı Kerimin âyetleri ve Resulullahın sünneti, imtihan şartlarını açık tutmayı ve en yaman hasımlara dahi tövbe ve ıslah kapısını açık tutmayı öngören emir ve uyarılarla doludur.

En’âm sûresinin 39. âyetini okuduğumuz 353. Kur’an Buluşmasına ait tam video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

https://youtu.be/uEEBNeUwKzU

UTESAV organizasyonuyla düzenlenen Kur’an Buluşmaları 2013 yılından beri haftalık olarak devam ediyor. Pandemi önlemlerine kadar MÜSİAD Genel Merkezinde Cumartesi sabahları gerçekleşen Buluşmalar, Mart 2020’den bu yana YouTube’un Erdemli Hayat kanalından Cumartesi sabahları 7:30-8:30 arasında canlı olarak yayınlanıyor.