Bambaşka bir diyardan gelen bir selâm gibi

Yakın bir zamanda kaybettiğimiz hattat Muhsin Demirel’in bundan yarım asır önce Ümit Şimşek’e gönderdiği bir şiiri, ondan bize taze haberler taşıyor gibi.




Bediüzzaman, sanatı, ilim vasıtasıyla eserde tezahür eden ruh güzelliği olarak tarif eder. Beş ay önce Rahmân’ın rahmetine tevdi ettiğimiz Muhsin Demirel’in ruh güzelliği, kaleminden hat sanatının güzellikleri halinde döküldüğü gibi, bazan da şiir sanatının güzelliklerine bürünerek görünüyordu. Bugün onun şiirlerinden biri, kendi el yazısıyla, hiç umulmadık bir şekilde zuhur etti: 

1974-75 yıllarında Belçika’da bulunduğum sıralardaki yazışmalarımızdan birinde bana gönderdiği “Bambaşka Bir Diyara” başlıklı şiiri, tam yarım asır sonra, eski fotoğraflar ve belgeler arasından çıkıverdi. Bir şiir, bir sanat eseri, bir güzellik — ve hepsinden önemlisi, bir dua. Hem de inşaallah en güzel bir surette kabul olunmuş bir dua. Sanki gittiği yerden haber veriyormuş gibi:


Bambaşka bir diyara 

Kimsesiz köşelerde
Derdin bittiği yerde 
Yasını günahımın  
Bağrımdaki âhımın 
Dindirsem feryadını. 

Kanatlarımı çırpıp 
Hakikatte el açıp 
Benzesem bir meleğe 
Veyahut güvercine. 
Görsem kâinattaki 
Muhteşem Saltanatı. 
Anlasam hakikatin 
Muazzam sanatını. 

Şu havzın sularında 
Benliğimi eritsem. 
Sonsuz huzuru bulup 
Karanlıktan kurtulup 
Kara toprak olarak 
Aydınlığı bularak 
Bambaşka bir diyara 
Sonsuz ebedî Yâr'a 
Huzur ile ulaşıp 
Huzurunda el açıp 
Gözyaşımı dindirsem. 

Muhsin Demirel 
1975