- I -
Lût kavminin torunları olmakla övünen sapıkların Ramazan ayında, bizim topraklarımızda, gözümüzün içine baka baka sergiledikleri hayâsızlıklar, bizi çok gecikmiş bir muhasebeyle karşı karşıya getiriyor:Bundan otuz kırk sene önce hayalimizden bile geçmeyen şeyler bugün bu ülkede nasıl yaşanır hale geldi?
Vaktiyle en iğrenç, en şenî', en çok lânete lâyık olarak gördüğümüz şeyleri bugün nasıl umursamaz olduk? Umursamamak bir yana, bazı safdillerimiz -- yahut dost görünümlü can düşmanlarımız -- bunları nasıl açık açık savunabilecek hale geldi?
Bu soruların cevabına ulaşmak için en kestirme yol, dilimize bakmak olacaktır.
Çünkü bizi bozmak isteyenler, huyumuzdan önce dilimizi değiştiriyorlar.
Biz, bünyemize yabancı olan şeyler hakkında kendi öz kaynaklarımızdan aldığımız kelimeleri kullanmaktan vazgeçip başkalarının bize öğrettiği kelimeleri kullanmaya başladığımız anda, onların değer sistemlerine karşı teslim bayrağını çekmiş oluyoruz. İşin bundan sonra takip edeceği seyri de adım adım onlar belirliyor. Sözün kısası:
Kur’ân’ın “fuhşiyat” dediği şeyin bizim dilimizdeki adı “cinsel tercih” veya “özgürlük” olmuş, Resulullah’ın “hayâ” dediği şeyi de “fobi” olarak adlandırmaya başlamışsak, düşman bayrağını kendi topraklarımıza kendi elimizle dikmişiz demektir.
Bu gerçeği, ABD Yüksek Mahkemesinin eşcinsel evlilikleri yasallaştırması üzerine ülkenin en köklü ve etkili dergilerinden Atlantic’in internet sitesinde yayınlanan bir yazı, bir başarı sırrı olarak itiraf ediyor.[1]
Devam eden bir araştırmaya atıfta bulunan dergi, 2003 yılında kendileriyle mülâkat yapılan deneklerin “eşcinsel, gay, lezbiyen” gibi kelimeleri kullanırken zorlandıklarını, 2010 yılında yapılan mülâkatlarda ise aynı kelimeleri hiçbir rahatsızlık duymadan kullanabildiklerini kaydediyor. Bu süre içinde de, eşcinsel evliliklerini onaylayan Amerikalıların oranı yüzde 60’a çıkmış bulunuyor. (Bu arada derginin eşcinsel evliliğinden “evlilik eşitliği” şeklinde söz ettiğini de belirtmeden geçmeyelim.)
Amerikan halkının sapık evliliklere bakışındaki rahatlama, dilindeki rahatlamaya paralel şekilde gerçekleşmiş bulunuyor. Atlantic yazarı da, bu gerçeğe işaret ederek, dilbilimci Geoffrey Nunberg’den şu cümleleri naklediyor:
“İnsanların bir şey hakkındaki fikirlerini doğrudan değiştiremezsiniz. Fakat onların o şey hakkındaki konuşma biçimlerini değiştirebilirsiniz. Bu da onların fikirlerini değiştirebilir.”
Bu sözleri tercüme edecek olursak:
“Sapıklığın iyi birşey olduğu” yalanına insanları doğrudan inandıramazsınız. Fakat onlara, sapıklık hakkında olumlu çağrışımlar yaptıran kelimeleri pazarlayabilirsiniz.
"Bu kelimeleri bir kullanmaya başlasınlar; zaman içinde bu yeni dil onların sapıklık hakkındaki düşüncelerini de, duygularını da temelden değiştirecek ve onları her türlü hayâsızlığı kabule hazır hale getirecektir" demek istiyor lânetlenmiş mahlûkat!
[Devam edecek]
***
[1] Maureen Salamon, “My Son’s Boyfriend Is Not His Friend,” Atlantic, June 28, 2015, http://www.theatlantic.com/entertainment/archive/2015/06/friend-gay-relationship-language-evolution/397028/?utm
***
Kaynak: yazarumit.com