Cennete ulaştıran işler


      

Bizim küçümsediğimiz nice işler var ki, az bir zahmetle kısacık bir zamanda bir ömrün mahsulâtını hasenat defterimize yazdırabiliyor. Tabii bunun tamamen tersi de mümkün...

  ***  



"Ya Resulallah, beni Cennete sokacak bir iş söyle."

Resulullahın cevabı: "Yolda Müslümanlara eziyet veren şeyleri temizle."[1]


Allah’ın Elçisine sorulan bu soruya biz muhatap olsaydık, herhalde ilk olarak aklımıza gelen, herhalde ibadet türünden şeyler olurdu. Ancak bu, bizim ibadete verdiğimiz önemden mi, yoksa kulların hukuku konusundaki ihmal ve umursamazlığımızdan ileri gelen bir yanılgı mı olurdu, orasını da ayrıca düşünmek gerekir.

Her iki halde de, Allah tarafından bize gönderilmiş bulunan Elçinin öğrettiği dinin vurgusunu tam olarak kavrayamadığımız bir gerçektir. Ve bu gerçek, ibadet hayatımızda olduğu kadar, belki ondan daha fazla, sosyal ilişkilerimizde kendisini açıkça göstermektedir. İnsanı Cennete sokacak kadar önemli ve Allah katında değerli bir işten söz edilince yollardan eziyet verici şeyleri kaldırmak kimin aklına gelirdi?

Hadis kitaplarımızda, insanlara faydalı işler yapmayı teşvik eden ve zarar verecek şeylerden sakındıran pek çok rivayetler vardır. Bu rivayetler en küçük bir kul hakkının dahi Allah katında en büyük bir dâvâ olarak görüleceğini açıkça bize göstermektedir. Böyle de olması gerekir. Çünkü kul Allah’ın kuludur; kuluna yapılan muamelenin karşılığını vermek de Allah’a aittir. Bu, Allah’ın Kendisine ait hukuktan bağımsız şekilde görülecek bir hesaptır. Her birini bir dünya yaratır gibi ihtimamla yarattığı, yaşatıp rızıklandırdığı, koruyup kolladığı kuluna yapılan muamele, hiç şüphesiz, o kulun Rabbi katında önemle görülecek bir hesabın habercisi olarak düşünülmelidir.

Bir mü’min, yolda giderken önüne çıkan bir engeli “Allah’ın başka kulları zarar görmesin” diye düşünerek kaldırdığı zaman, yaptığı bu işin karşılığını kendi gücü nispetinde değil, Allah’ın kudreti, azameti, rahmeti ve mağfireti nispetinde alacaktır. O bir dal parçasını yerden kaldırır, Rabbi de onu Cennetine sokar. Bu fiilleri tek başına karşılaştırdığımız zaman elbette çok büyük bir oransızlık ortaya çıkar. Ancak failler arasında yapılan bir karşılaştırmada hak apaçık bir şekilde kendisini gösterecektir; zira kul kendisine yaraşanı, Allah da Kendisine yaraşanı yapmış olur. Allah’ın ve Resulünün bize öğrettiği iman, böyle bir karşılaştırmayı çok rahat bir şekilde yapmamıza imkân vermekte ve aynı istikamette Resulullahtan gelen daha başka rivayetler de aynı gerçeği perçinlemektedir:

 

Yolda insanlara eziyet veren bir ağaç dalı vardı. Adamın biri onu kaldırdı ve Cennete girdi.[2]

Adamın biri yürürken yol üzerinde dikenli bir dal buldu ve onu oradan kaldırdı. Allah da günahlarını bağışlayarak onu ödüllendirdi.[3]

Adamın biri yol üzerindeki bir ağaç dalının yanından geçerken "Vallahi, Müslümanlara eziyet vermesin diye bu dalı buradan kaldıracağıım" dedi ve Cennete konuldu.[4]

Yol ortasında insanlara eziyet veren bir ağacı kesen bir adamı Cennet nimetleri içinde yüzerken gördüm.[5]

Yol üzerindeki bir ağaç Müslümanlara eziyet veriyordu. Adamın biri gelip onu kesti ve Cennete girdi.[6]

 

Bahsimizi kapatmadan önce, hukukullahta olduğu gibi kul hakkında da iki cihetin birden söz konusu olduğunu hatırlatmadan geçmeyelim: Hukuka riayette büyük ödül söz konusu olduğu gibi, hukukun ihlâli halinde de cezayı göze almak gerekir. Eğer insanlara eziyet verecek şeyi yol üzerinden kaldırmak bir adamı Cennete sokuyorsa, insanlara yolları üzerinde eziyet çıkarmanın kişiyi nasıl bir âkıbete mahkûm edeceğini de iyice düşünmek gerekir. Tabii ki bu muhakeme şu andaki rahat konumumuzda değil, arabamıza park yeri ararken yahut – eğer varsa – çakarımızı açıp trafiği yara yara ilerlemeyi aklımızdan geçirirken yapılırsa işe yarar. Hem de öyle yarar ki, bizi sadece kıyamet gününün çok büyük bir sıkıntısından kurtarmakla kalmaz, Allah korkusuyla bir günahtan ve Allah’ın kullarına eziyet vermekten çekindiğimiz için, Allah’ın rahmetine münasip bir ödüle de inşaallah bizi lâyık görür.

-- Ümit Şimşek

Bu hadisi şerifi okuduğumuz Bir Ayet Bir Hadis programının üçüncü bölümüne ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=xKPKhR58jcQ



[1] Müslim, Birr: 131 (2618); İbn Mâce, Edeb: 7 (3681); Müsned, 18932.

[2] İbn Mâce, Edeb: 7 (3682).

[3] Müslim, Birr: 127 (1914).

[4] Buharî, 2472; Müslim, Birr: 128 (1914).

[5] Müslim, Birr: 129 (1914).

[6] Müslim, Birr: 130 (1914).