Ahkâm âyetlerinde gözlerden kaçan fazilet kodları


Ahkâm âyetleri sadece hüküm koymakla kalmaz, aynı zamanda bir fazilet toplumu inşa eder. Fakat bu âyetlerin en çok ihmal edilen yönü de budur. Tefsirler de, fıkıh da konuya daha ziyade uygulama yönünden yaklaşırlar ve âyette beyan edilen hükmün ayrıntıları üzerinde yoğunlaşırlar. Meal okumalarında ise okuyucu daha talihlidir; ayrıntılara boğulmadığı için âyetteki fazilet kodlarını yakalayıp üzerinde daha ayrıntılı bir şekilde tefekkür edebilir.

Bir Ayet Bir Hadis programının 33’üncü bölümünde ele aldığımız kısas âyetinde bu konunun kısa bir uygulamasını yaptık. İncelememiz, cinayetlerde maktul velisine kısas hakkını veren Bakara sûresi 178. âyetinin şu cümlesi idi:

Kim kardeşi tarafından bir affa uğrarsa, akla ve örfe uygun bir şekilde, diyetini güzellikle ödesin.

İncelemelerimiz, âyetin bu kısa cümlesi içinde, hayatın bütününe yön verecek şekilde yerleştirilmiş dört tane fazilet kodu üzerinde cereyan etti. Özetle:


kardeşi tarafından


Yani: maktulün velisi/velileri tarafından.

Bu, din kardeşliği olduğu gibi, vatan-millet kardeşliği gibi bağlar da olabilir.

Bağışlayan ve bağışlanan taraf arasındaki “kardeşlik” bağının öne çıkarılması, hele bunun işlenmiş bir cinayetten söz ederken yapılması dikkatimizi çekmelidir.


affa uğrarsa


Ayet, cinayetin hükmünü, maktülün velisine tanıdığı kısas hakkı ile tayin etmiştir. Bu, Şura suresinde daha genel bir şekilde ifade edilen ilke ile ayniyet göstermektedir:


Kötülüğün karşılığı, ona denk bir kötülüktür. Fakat kim bağışlar ve barış yolunu seçerse, onun ödülü Allah’a aittir. O ise zalimleri hiç sevmez.

Şura, 42:40


Her iki ayette de dikkatimizi çeken şey, cezadan hemen sonra “af” konusunun hatırlatılmasıdır. Maktul tarafı affa özendirilmekte; her iki taraf da haddi aşmaktan sakındırılmakta ve medenî insanlara yakışan davranışlara yöneltilmektedir. Bu da Kur’an-ı Kerimin toplumu nasıl bir eğitim altına aldığını ve hangi hedeflere doğru yönelttiğini gösteren önemli bir noktadır.


ma’ruf üzere / aklın, insan tabiatının, örfün güzel bulduğu bir şekilde ona uysun


Katil: ıslah olmuş olarak

Maktul velisi: haddini aşmadan,  diyet talebinde şiddet göstermeden, uygun bir şekilde talepte bulunmalı.


“ihsan” / güzellikle ödesin


Katil: Islah-ı hal etmiş olarak, üzerinde anlaşılan şartlara uysun, ödemelerini güzellikle yapsın.

Maktul velisi: öfkelenmeden, kötü söz söylemeden, güzellikle istesin / istenen diyeti bir defada ödeyemeyecekse uygun şekilde vadelendirsin, gerçekten zora girdiği zamanlarda katile süre tanısın. 

Bütün bunlar sükûnetle, karşılıklı anlayış ve saygı ile aralarında hal yoluna konulsun.

Öyle bir tablo ki, sanki bir cinayetin hesabını görmekten ziyade bir alışveriş akdi cereyan ediyormuş gibi (Bunu yapamayacaksanız zaten kısas isteme hakkınız var).

Yapılan her şeyi güzellikle yapmak. 


Bu incelemelerimiz de bizi şöyle bir sonuca ulaştırdı:


Kur’ân-ı Kerimin ahkâm âyetleri sadece hüküm koymakla kalmaz; bu hükümleri en yüce erdem ilkeleriyle yoğurulmuş bir şekilde öğretir ve akılların yanı sıra kalplere, ruhlara da zerk eder.


Tefsirlerde bu erdem kodları ahkâm ile ilgili ayrıntı, rivayet, içtihad gibi bilgiler arasında o kadar vurgulu bir şekilde anlaşılmayabilir. Meallerde ise bunları çok daha açık ve net bir şekilde görmek mümkündür. Üstelik bunlar üzerinde kafa yormak uzmanlık da istemez; sadece salim bir bakış açısı ve fazilet kodlarını almaya  açık bir zihin ve gönül sahibi olmak yeter.


Kur’ân-ı Kerimin ahkâm âyetlerine yerleştirilmiş bulunan fazilet kodlarını nasıl okuyacağımıza dair uygulamalı bir dersin yer aldığı 33’üncü Bir Ayet Bir Hadis programının video kaydını buradan okuyabilirsiniz (daha sonraki programlar yayınlandığında duyuru almak için kanala üye olmanız tavsiye olunur):

https://www.youtube.com/live/14bf3Ujetqw?si=5mHoUtyucC-23qSu