UTESAV’ın Kur’an Buluşmalarında geçtiğimiz haftanın gündemi, müşriklerin
ilâhlarına sövmeyi yasaklayan En’am sûresinin şu mealdeki 108. âyeti idi:
Allah’tan başkasına tapanlara / Allah’tan başka yalvardıkları ilâhlarına
sövmeyin ki, onlar da bilgisizce hadlerini aşıp Allah’a sövmesinler. Biz her
millete işlerini böyle hoş göstermişizdir. Sonunda hepsinin dönüşü Rablerinin
huzurunadır; O da yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir.
Âyet-i kerime ile ilgili müzakerelerimizde, önce genel olarak sövme ve
çirkin konuşma ile ilgili âyet ve hadisler üzerinde durduk, sonra da başka
inançlarda olanlara ve onların kutsal değerlerine yönelik kötü söz ve sövmelerin
kesin olarak yasaklanmış bulunduğunu gördük.
Müzakerelerimizde öne çıkan noktaları da şu şekilde özetledik:
Esas itibarıyla sövmek
bir Müslümanın ağzına yakışan bir şey değildir. Başkalarının ilâhlarına /
dinlerine sövmek de zaten Müslümandan beklenmez.
Sataşma halinde dahi
sövmek, kötü söze kötü sözle karşılık vermek hoş görülmemiştir.
Mübah olan konularda, bir hayır eğer hayra yol açacaksa hayır, şerre yol
açacaksa şer olarak değerlendirilmiştir. Meselâ usulüne uygun, hikmetli bir
şekilde yapılmayan ve muhatabında itaatten çok isyan sonucunu vermesi beklenen
bir tebliğ ile hayırlı bir iş yapılmış olmaz.
Sövmeye ihtiyaç olmadığı gibi, sövmekte bir fazilet de yoktur. Bilâkis,
tebliğde, hattâ savaşta bile karşı tarafın şeref ve haysiyetlerini rencide
etmek de yoktur; bunun bir faydası olmadığı gibi, ileride hatâsını anlayarak
ıslah olması muhtemel olanlara dönüş kapısını kapatma tehlikesi de mevcuttur.
Bu durum karşısında, medya ve sosyal medya başta olmak üzere her türlü
alanda İslâm ve iman namına yazılıp söylenenleri gerek üslûp, gerek içerik
yönüyle ciddî bir muhasebeden geçirmenin farz olduğunda şüphe yoktur.
En’am sûresinin 108. âyetini okuduğumuz 388. Kur’an Buluşmasının video
kaydını buradan izleyebilirsiniz: