Dağ dağa kavuşunca

  

 ÜMİT ŞİMŞEK
 

Bir koca gezegen, milyarlarca yıl boyunca şekilden şekle girer.

Yüzü bir deriyle kaplanır, tıpkı bir insan siması gibi.

Kıt’alar kayar çağlar boyunca. Birbirine sürtünür.

Kıvrımlar ortaya çıkar gezegenin yüzünde.

Ve heybetli dağlar vücuda gelir.

Kayalar birer kazık gibi çakılır yerkabuğuna.

Alevden bir deniz üstünde yüzen yerkabuğu onunla dengelenir.

İnsan onlara bakar, heybet ve haşmeti seyreder.

 

***

 

Heybetli dağlar öylece kalmaz yerinde.

Üzerlerinde bir âlem kurulur.

Kayalar ufalanır, Rabbinin emriyle. Toprak olur.

Toprak da bir âlem olur yine Onun emriyle.

Üstünde narin çiçekler ve heybetli ağaçlar biter.

Dağlar canlanır üstünde bitenlerle.

Ve bir heybet, binlerce güzelliğe bürünür.

 

*** 

 

Yerdekilerin benzeri, gökte de eksik olmaz.

Görünmez zerrecikler, heybetli dağlara dönüşür gözler önünde.

Bir zerre, bir zerre daha, bir zerre daha derken, görünmezler, görünür hale gelir.

Adeta hiçten çıkar bulutlar.

Toplanırlar, birleşirler, ayrılırlar, parçalanırlar.

Birkaç saat içinde dağlar kurulur, dağlar yıkılır göklerde.

Ve dağlar yürür bir diyardan diğerine.

 

***

 

Sonra dağlar dağlarla buluşur.

Semanın dağları, yerdeki dağların başına çöker.

Bir heybet, bir başka heybete bürünür.

Yerin aksi gökte, göğünki yerde seyredilir.

Aynı san’atın eserini sergiler ikisi birden.

 

***

 

Dağlar gelip geçer.

Biri, yerle beraber uçar uzayın derinliklerinde.

Diğeri, yerin üstünde uçar.

Uçarken nice dağların üstünde konaklar.

Nice tablolar çizilir her an yerin yüzünde ve uzayın derinliklerinde.

Tablolar, bir haşmet ve heybet içinde bir rahmeti müjdeler.

Ve bir münezzeh güzellikten haber verir o esrarlı heybet içinde.

 

Sen dağları görür, yerinde duruyor sanırsın. Oysa onlar bulutların geçişi gibi geçip gitmektedirler. Herşeyi sapasağlam yaratan Allah’ın san’atıdır bu. Şüphesiz ki O sizin işlediklerinizden de haberdardır.
Neml Sûresi, 88