Bir gezegende 100 milyon âlem



ÜMİT ŞİMŞEK

İNSANLARI bilhassa haşir ve adalet gibi konularda aldatan hususlardan biri, bu dünya hayatının dar ve sınırlı olduğunu dikkate almamaktır. Halbuki dünya ve içindeki varlıklar üzerinde tecellî eden isimler sınırsız, o varlıkların yetenekleri ise sınırlıdır.

Meselâ birçok zâlimin zulmünün yanına kâr kalışı, bir adaletsizlik olarak gözükür. Fakat milyonlarca kişinin maddî ve manevî hayatını söndürmüş bir câninin cezasını bu dünyada vermeye kalksanız, onu ancak bir defa öldürebilirsiniz. Geri kalan milyonlarca masum ve mazlumun hakkı yine âhirete kalır. Ama meseleye diğer bir yönden bakarsanız, her canlıya lâyık olduğu vücudu, âlet ve donanımı ve rızkı veren sınırsız bir adaletin her an her yerdeki tecellîlerini açıkça görebilirsiniz. Ne var ki, bu tecellîye serçe serçe kadar, balina balina kadar mazhar olur. Demek ki İlâhî isimlerin tecellîsindeki sınırlama, sadece o tecellîye mazhar olan varlığın kabiliyeti itibarıyla bahis konusudur—tıpkı Nûr ismine mazhariyette güneş ile yıldız böceğinin yetenekleri arasındaki fark gibi.

Bu nokta, canlılar âleminde görülen zenginlikle büyüklük arasındaki ters orantıyı da açıklığa kavuşturmaktadır. Çünkü dünyamız, karınca bolluğunda fil sürülerini barındırabilecek kadar geniş değildir.

İşte, Yaratan, sanatının zenginliğini ve sınırsızlığını, küçüldükçe zenginleşen sayısız yaratıklarıyla gösteriyor. Hele böcekler dünyasına inildiğinde, bu zenginlik öyle bir ihtişam kazanıyor ki, aklın da, ilmin de sınırları, bu ihtişamı ifade etmekten âciz kalıyor.

Bugüne kadar 750 bin farklı böcek türü tespit edilebilmiştir. Yakın zamanlara kadar gerçek rakamın 3 milyon civarında olması gerektiği tahmin ediliyordu. Fakat yapılan son hesaplamalarda, dünya üzerinde—sıkı durun—100 milyon böcek türünün yaşadığı yönünde tahminlerden söz edilmektedir!

Bu rakamı Türkiye nüfusu içinde dağıtsanız, fert başına bir böcek türü düşer. Böceklerle meşgul olan ilim adamları arasında dağıttığınız zaman ise, herkesin payına 50 binden fazla böcek türü düşmektedir. Eğer her ilim adamı 50 bin yeni böcek türü keşfedebilirse, yeryüzünde yaşadığı hesaplanan 100 milyon böcek türünü tanıyamasak bile hiç değilse isimlerini koymak imkânını bulacağız!

100 milyon böcek türünün ne demek olduğunu tasavvur edebilmek için, bir sivrisineğin hortumuna, bir sineğin jiroskoplarına, bir balarısının bacaklarındaki anten temizleme tertibatına, bir karıncanın yaşama düzenine bakın. Her biri bunlar kadar akıllara durgunluk veren ayrı ayrı âlet ve donanım, ayrı ayrı görevler ve fonksiyonlar, ayrı ayrı hayat tarzları ve rızıklar, birbirinden farklı 100 milyon böcek türü için aynı sanat ve hikmetle, aynı maharetle, aynı itinâ ve ihtimamla takdir edilmiştir. Bu ise 100 milyon böcek türü değil, birbirinden muhteşem 100 milyon âlem demektir.

Allah’ın kudretindeki sınırsızlığı görmek isteyen gökyüzüne, sanatındaki sınırsızlığı görmek isteyen de bu 100 milyon âleme baksın. Onun adaletinin sınırsızlığını görmek isteyen, yine bu 100 milyon âlemin herbirine ihtiyaç duyduğu ve lâyık olduğu şeyin eksiksiz şekilde nasıl verildiğine baksın.

Ondan sonra da düşünsün: Dar ve gelip geçici bir dünyada kudretinin, sanatının ve adaletinin sınırsızlığını böylece gösteren Âlemlerin Rabbi için, bütün isim ve sıfatlarını bütün parlaklığıyla tecellî ettirecek geniş ve ebedî bir âlem yaratmaktan kolay ne vardır?