Çöpçü güzeli


Deniz deyince onlar gelir akla.

Onlarla süslenmemiş bir sahilde eksiklik vardır.

Sadece bir güzelliğin değil, ekolojik yönden de önemli bir unsurun eksikliğidir bu.

Çünkü martıların işleri, hemen hemen hiç durmaksızın denizlerin ve karaların yüzünü temizlemektir.

Çöplerin bulunduğu yerde onlar görülür. Ama çöpçüye benzer bir halleri yoktur.

Nelerin içine dalıp çıkarsa çıksın, her zaman temiz ve her zaman beyazdır martı.

Bir görevi yerine getirirken, aynı zamanda bir başka güzelliği sergiler gözlerimizin önünde.


Zira kâinatın düzeni güzellik üzerine kurulmuştur.

Dünyanın güzel yüzüne yakışmayanlar da bir başka güzellikle kaldırılır.

***

Deniz kuşudur martılar. Onun için, vücutları,  deniz suyundaki tuzun zararına karşı harikulâde bir mekanizma ile korunmuştur.

Bir martı, insanın dayanabileceği miktarın da çok üstünde deniz suyu yutsa, en küçük bir rahatsızlık hissetmez.

Çünkü kafasına yerleştirilmiş özel bir bez, hemen faaliyete geçer ve deniz suyunun bütün tuzunu, daha kuşun gagasında iken emerek dışarı akıtan bir sıvı salgılar.

Bu mekanizmanın sırrını, bilim dünyası ancak yakın yıllarda, uzun laboratuar deneylerinden sonra çözebildi. Oysa martılar, ilk yaratıldıkları günden beri bu harikulâde sistemle deniz suyundan korunuyorlar ve kendilerinin, herşeyi her haliyle kuşatan bir ilim altında düzenlendiklerini açıkça gösteriyorlar.

***

Bir martının uçuşunu seyre doyum olmaz.

Gökte öyle rahat süzülür ki, yerçekimiyle sanki hiçbir alışverişi yok gibidir.

Sanki gökte uçan, koca bir kuşun cismi değil, bir serap yahut bir tüyden ibarettir.

Bir canlının yerde yürüyüşünden daha zahmetsizce uçar martı. Kalkışında sema ona açılır, süzülüşünde hava ona bir yastık olur.

Kanatlarını şöyle bir oynatması yeter, herhangi bir manevra için.

Kalkışı, uçuşu, süzülüşü ve dalışı öylesine bir rahatlık içinde, seyrine doyulmayan bir zarafet sergiler.

Ve, yerine getirdiği önemli görevlerin yanı sıra, göklerin ve denizlerin vazgeçilmez bir süsünü teşkil eder martı.

-- Ümit Şimşek