Cinsel sapıklıkları yaymak amacıyla faaliyet gösteren odakların yayın organlarından kaosgl.org sitesi, İslâm’ın eşcinsellikle ilgili hükmünü “nefret söylemi” olarak nitelendirdi.
Site, cinsel sapıklıklarla ilgili olarak sorulan bir soruya Diyanet İşleri Başkanlığının verdiği cevabı geçtiğimiz günlerde manşetine taşıdı.
Site konuyla ilgili haberinde, “İslam dininin LGBTİ+ kişilere yaklaşımı nedir” şeklindeki bir soruya, Diyanet İşleri Başkanlığının “normal ve doğuştan değil”, “patolojik”, “haddi / sınırı aşmak” ve “helâk edici büyük günah” cevabı verdiğini nakletti ve bu cevabı “nefret söylemi” olarak niteledi.
Site, Diyanet İşleri Başkanlığının cevabından şu cümleleri nakletti:
Yüce Allah, insanı erkek ve dişi olarak yarattığı gibi biyolojik kimlik ile cinsel kimliklerini de uyumlu yaratmıştır. Bunun sonucu olarak erkeği kadına; kadını erkeğe meyilli kılmış, hayatın devamını buna dayandırmıştır. Bu doğal durumun dışında erkeğin hemcinsine, kadının da hemcinsine karşı cinsel duygular beslemesi normal ve doğuştan değildir.
İslam’a göre, eşcinsellik, lezbiyenlik ve benzeri her türlü cinsel ilişkiler haddi/sınırı aşmak olarak nitelendirilmiş ve her türlü gayr-i meşru ilişkilerin helak edici büyük günahlardan olduğu bildirilmiştir.
Kendini kadın zanneden erkek veya erkek zanneden kadın ya da hemcinsine ilgi duyduğunu iddia eden kişiye düşen görev; bu fiilin fıtrata aykırı ve dinen haram olduğunu bilerek ondan uzak durması, psikolojik tedaviyle düzelme imkanı varsa bu konuda gerekli tedaviye başvurmasıdır.
LGBT daha çok eşcinsel hakları mücadelesinde kullanılan çatı bir kelimedir. Ancak bu bir hak değil batıl davasıdır. Müslüman bir kimsenin bu tür çirkin fiillerden ısrarla kaçınması, böyle bir günah işlemişse bir daha işlememek üzere tevbe etmesi gerekir.
İslam alimleri, genel anlamda olmak üzere, kötülükleri el ile değiştirmenin yöneticilerin, dil ile değiştirmenin alimlerin; kalb ile değiştirmenin de bunlara güç yetiremeyen halkın görevi olduğunu söylerler. Böylece, her seviyedeki Müslüman’a düşen bir vazifenin bulunduğu ortaya çıkmış olur.
İslami öğreti ve gelenekte, erkek ve kadın olarak her cinsin kendine has özelliklerinin korunması ve kendi yönünde geliştirilmesi esas alınmış, kişinin kadınlık veya erkeklik özelliklerini tam olarak taşıdığı halde karşı cinse benzeme özentisi içine girmesi kınanmış, cinsiyet farklılığını koruyucu ve sağlıklı bir cinsi gelişmeyi temin edici bir dizi tedbir alınmıştır. Bundan dolayı Hz. Peygamber, kadına benzemeye özenen erkeklere (muhannes) veya erkeğe benzemeye özenen kadınlara lanet etmiş ve bu tipler için bazı yaptırımlar uygulamıştır. Ancak bu tür ruhi-ahlaki bozukluğun söz konusu kişilere farklı dini ve hukuki hükümlerin uygulanmasını gerektirmeyeceği ve haklarında tabii cinsiyetleriyle ilgili hükümlerin geçerli olacağı açıktır.
Diyanet İşleri Başkanlığınca verilen cevapta sayılan hususlar, başta Kur’an ve Hadis olmak üzere İslâm kaynaklarından dosdoğru alınmış bilgileri yansıtıyor. Sapıkların yayın organı ise, doğrudan doğruya İslâm’ı hedef göstererek risk almak yerine, Diyanet İşleri Başkanlığını “nefret söylemi” ile suçlamak suretiyle, Allah’ın diniyle olan kavgasını başka bir alana taşımaya çalışıyor.
Sapık sitenin konuyla ilgili haberi: