ÜMİT ŞİMŞEK
Sadece giriş paragrafı için geçerli bir kural: Haberin konusu birisinin söylediği bir söz ise – meselâ bir açıklama, konuşma, beyanat, bildiri gibi – “dedi” fiilini mümkün olduğu kadar kullanmamaya bakın. Onun yerine “meydan okudu / açıkladı / müjdeledi / bombaladı / inkâr etti” gibi fiiller cümleyi daha canlı ve etkili kılacaktır. Ancak bu kaideyi haberin bütününde kullanmaya devam etmenin ve her nakil cümlesini “dedi” yerine başka bir fiille bitirmeye çalışmanın, ifadeyi yapmacık hale getirme potansiyeli vardır.
Genel olarak haberde, özel olarak da giriş cümlesinde, okuyucunun zihninde canlandırabileceği somut ve güçlü fiiller kullanın. “Olmak” fiilini ve bunun benzeri olan “cereyan etmek, vuku bulmak” gibi zihinde somut bir anlam çağrıştırmayan kelimeleri bütünüyle kullanım dışı bırakmaya çalışın:
İstanbul bugün 37 derece ile yılın en sıcak gününü yaşadı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, AB liderlerini Türkiye ile diyaloga çağırdı.
Zihinde canlandırılabilecek somut (müşahhas) fiilleri, soyut (mücerret) ifadelere tercih edin. En güçlü ve etkili fiiller, okuyucunun hayalinde bir resim canlandıran fiillerdir. “Yemek” fiili “beslenmek”ten, “tabağı silip süpürmek” de “yemek”ten daha somut ve daha güçlüdür.
Yönetim kurulu bu konuyu Salı günü masaya yatıracak.
Kibrit alevinden çıkan yangın beş evi kül haline getirdi.
Hattâ, bu cümledeki “yangın” unsurunu da atmak suretiyle cümle daha da vurgulu hale getirebilirsiniz; çünkü başı kibrit alevi, sonu kül olan bir maceranın bir yangın hikâyesi olduğunu anlamak için kimse bir açıklama istemez:
Kibrit alevi beş evi kül haline getirdi.
Ancak bu konuyu abartmamalısınız. Böyle bir benzetmeyi, bütün bu evler tamamen yanmış ise yapabilirsiniz; aksi takdirde gerçek dışı beyan ile okuyucuyu yanıltmış olacağınızı unutmayın. Aksi takdirde, 17 Ağustos depreminin haberini “Avcılar yerle bir oldu” diye duyuran medya çığırtkanı ile ondan geri kalmamak için “Avcılar’da taş taş üstünde kalmadı” diye bağıran rakibinin durumuna düşme tehlikesi vardır.[1] Kural: Haberi mümkün olan en canlı bir şekilde, ama olduğu gibi verin; mübalâğaya hiçbir zaman kaçmayın. Çünkü mübalâğa yalan demektir, haberi mübalâğalı şekilde vermek de yalan söylemek ve yalan haber vermektir.
Bir başka hatırlatma: Somut ve güçlü fiiller, tarafgirlikle birleştiği zaman medyamızın bugün verdiği resimdeki durum ortaya çıkar: habercinin tuttuğu taraftan karşı tarafa bir tenkit yöneltildiği zaman “silkeledi,” karşı taraftan bir eleştiri geldiğinde ise “saldırdı” şeklinde ifadeler kullanmak gibi. Kıssadan hisse: Kitlelere hitap etmek üzere elini kalemini alan bir kimse, vicdanı ile irtibatını hiçbir zaman kesmemelidir.
[1] Bu hadise aynen cereyan etmiş ve o gün telefonlar da çalışmadığı için, mezkûr ilçe sakinlerinin akrabâ ve dostlarını arasında büyük endişelerin yaşanmasına sebep olmuştur.
[Giriş paragrafıyla ilgili notların devamı var]
***
Kaynak: yazarumit.com