Halka “sürü” diyerek hakaret ettiği için adlî takibata uğrayan ünlü ilâhiyatçı Yaşar Nuri Öztürk, kendisini suçlayanları cahillikle itham ederken, kendi cahilliğini açığa vurdu.
Öztürk, halk için kullanılan “raiyet” kelimesinin “hayvan sürüsü” anlamına geldiğini, yöneticiler için kullanılan “râî” kelimesinin de “çoban” demek olduğunu iddia etti.
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan ifade veren Yaşar Nuri Öztürk, ifade çıkışında, hakkındaki suçlamaların cehalet sebebiyle yapıldığını ve belli yerlerden tahrik edildiğini ileri sürerek “Benim iki düşmanım var, biri cehalet, biri zulüm” dedi.
Râî ve raiyet ne demek?
Oysa “raiyyet” kelimesi, Arapçada, sadece hayvanlar hakkında kullanıldığı zaman “sürü” anlamını alıyor; bu takdirde “râî” kelimesi de “çoban” mânâsına geliyor. İnsanlar hakkında kullanıldığı zaman ise, raiyyet “yönetilenleri,” râî de yöneticiyi ifade ediyor.
Arapça’nın en ünlü ve en büyük sözlüklerinden Lisanü’l-Arab, “râî” kelimesine “vâli,” “raiyyet” kelimesine de “âmme” karşılığını veriyor ve “Bir topluluğun işlerini yöneten kimse onların râîsidir; o topluluk da onun raiyyetidir” diyor.
Sahih-i Müslim’de de, “Hepiniz yöneticisiniz; ve hepiniz yönettiklerinden sorumlusunuz” meâlindeki hadisin dipnotunda, ulemânın “râî” kelimesi için “kendisine güvenilmiş olan koruyucu; gözetimi altındakilerin salâhını temin etmekle görevli kişi” anlamını verdiği naklediliyor.[1]
Özetle: Sadece hayvanlar hakkında kullanıldığı zaman “sürü” anlamını kazandığı kesin olan bir kelimeyi milletimiz hakkında bu anlamıyla kullanan Yaşar Nuri, bu hareketiyle, ya gerçekten konuyu bilmediğini ortaya koyuyor ki, bu takdirde, hasımlarına yönelttiği “cehalet” suçlaması kendisine rücu etmiş oluyor.
Veya, kelimeye verdiği anlamın doğru olmadığını bile bile halka hakaret etmek ve bunu da inatla savunmak suretiyle, küfürbazlığının ilminden bir adım ötede gittiğini göstererek hava atmak istiyor da olabilir.
Lâ ya’lemu’l-ğaybe illâllah.
[1] Müslim, İmare: 20. Maalesef bu hadis-i şerifin tercümelerinin bir kısmında da her nasılsa “râî” kelimesine “çoban” anlamı verilmiş bulunuyor ki, Yaşar Nuri’yi halka hakaret için cesaretlendiren şeylerden birisi de bu olsa gerektir.