Orhan Karmış hocadan günümüze bir tefsir dersi

90’lı yıllarda televizyon ekranlarından yaptığı tefsir dersleriyle milyonların gönlünde taht kuran merhum Orhan Karmış hocanın Felâk sûresinin bir âyetine yaptığı yorum, günümüzde yaşanmakta olan Korona salgını ile bire bir örtüşüyor.

Prof. Dr. Orhan Karmış (1937-2001), tefsir derslerinin aşağıda ses kaydını bulacağınız bölümünde, bazı ilim adamlarının “ğâsık” kelimesine “pandemi” anlamını verdiklerini kaydederek şunları söylüyor:

“Göze görünen ve görünmeyen, dünyada vâki olan, insanın etrafında meydana gelen bütün olayların kötülüklerinden Allah’a sığınırım. Ortalığı kapladığı zaman gecenin karanlığından. ‘Ğâsık’ gece karanlığı demek. Ğâsık kelimesini ‘ğassâk’ kelimesiyle etimolojik olarak bağlantılı mânâlandıran bazı araştırıcı ilim adamları, ğâsık’ın bulaşıcı ve korkunç sârî hastalıklar mânâsına geldiği zaman, ‘vekab’ da intişar mânâsında. Yani bazan epidemi, pandemi gibi korkunç, hakkından gelinmeyen müthiş salgınlar oluyor ya, işte ‘ğâsık’ kelimesinin ‘ğassâk’ irin, enfeksiyon mânâsına geliyor. Korkunç mânâda, etimolojik iştikak bakımından birbiriyle alâkalı olduğu için bu mânâyı verenler de olmuştur. Ama tabii esas burada anlatılmak istenilen ‘Karanlık ortalığı kapladığı zaman gece karanlığının şerrinden herkes Allah’a sığınır. Herkes karanlıkta ne olacağını bilmez, ondan dolayı Cenab-ı Hakkın rahmetine, Onun korumasına, vikayesine iltica eder insanlar. Ama bu da bir yorum olarak bu şekilde getirilmiş; insanlar hakikaten hakkından gelinmeyen müthiş ve korkunç sârî ve salgın hastalıkların şerrinden de Cenab-ı Hakka iltica ederler tabii. İnsanlar bazan her bakımdan âciz kalırlar. İlâhî imdad yetişmezse insanların böyle binlercesinin telef olması işten bile değil, Allah korusun.”

***

Felak sûresiyle ilgili olarak İbni Hibbân’ın Sahih’inde geçen bir hadis-i şerif ise bu konuyu daha da ilgi çekici kılıyor. Bu hadis-i şerifte, Resulullahın (s.a.v.) bir Sahâbîsine bu sûreyi her namazda okumasını tavsiye ettiği naklediliyor. Ukbe b. Âmir (r.a.) anlatıyor:

“Resulullah (s.a.v.) bineğine binmiş giderken arkasından yetiştim, elimi ayağına koyup ‘Ya Resulallah, bana ya Hûd veya Yusuf sûresinden birşeyler okut’ dedim.

Resulullah “Ya Ukbe bin Âmir,’ buyurdu. ‘Allah katında Felâk sûresinden daha sevimli ve daha beliğ bir sûre bulamazsın. Elinden geliyorsa hiçbir namazda onu eksik etme.’” (Sahîhu İbni Hibbân, no.1839).

İşte Orhan Karmış hocanın özlediğimiz sesinden o ders: