ÜMİT ŞİMŞEK
İnsanlar zorla aç bırakılabilir.
Ama, yiyip içeceği herşey gözünün önünde bulunan insana, aç ve susuz kalmayı emredebilecek hiç kimse yoktur yeryüzünde.
Oysa bu emir Âlemlerin Rabbinden geldiği zaman, bir milyar insan ona şevkle uyar.
Görünmediği halde, bir emirle yeryüzünde bu tasarrufu yapan bir hâkimiyetin böylesine ihtişamla tecellî ettiği başka bir gezegen var mı kâinatta?
***
Güneş geceyi peşine takıp bu gezegen etrafında sürükledikçe, ezan sesleri de onun ardınca dünyayı sarıp sarmalar. Her an bir yerde insanlar oruca başlar; bir başka yerde iftar sofraları kurulur. Kâinat Yaratıcısının huurunda insanlar sırayla el bağlar ve secdeye kapanır. Camiler sırayla dolar ve boşalır. Şehirler dolusu teravih cemaatleri, peş peşe nöbeti birbirine devreder. Sahursuz, oruçsuz, iftarsız, ezansız ve namazsız tek bir an yaşanmaz yeryüzünde.
Bir milyar insan, bütün bir Ramazan boyunca ilân eder ki, bu dünya başıboş değildir. Denizlerin dibinden dağların başına kadar bu gezegeni dolduran nimetler, bir Celâl ve İkram Sahibinden bize gelen hediyelerdir. O nasip etmezse biz bir lokma yiyemeyiz. Onun rızası olmasa bir yudum su bize helâl olmaz. Orucumuz da, iftarımız da, bu dünyanın yegâne sahibi olarak Onu tanıdığımızın delilidir.
***
Burası dünya.
Burada insanlar, Âlemlerin Rabbine, Onu görmeden iman eder, kendi iradeleriyle Ona teslim olur.
Ondan gelen bir emir, en sevgili nimetlerden mahrumiyeti dahi bir bayrama çevirir.
Açlık günleri iple çekilir burada. Çünkü Onun emriyle aç kalmak, Onun nimetleriyle doymak kadar tatlıdır.
Her ikisinin de tadını bilemeyen melekler, o saadeti, mü’minlerin yüzlerinde seyretmek ve nefeslerinde koklamak için doluşurlar buraya.
Çünkü bu gezegen üzerindeki misafirlerin, en şerefli mahlûk olmak sırrına liyakatlerini ispat ettikleri bir bayramdır Ramazan.