“Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah’ındır; sonunda bütün işler Allah’a döndürülür” meâlindeki âyet-i kerime, bizi Kur’ân’ın ve kâinatın sayfalarında hızlı bir seyahate çıkardı. Kur’ân-ı Kerim’in çeşitli konular arasında birden bire nasıl bizi göklere çıkarıp “büyük resmi” görmemizi sağladığını, bize nasıl bir ufuk genişliği ve iman kuvveti kazandırdığını, çeşitli örnekleriyle gördük.
Sonra yine ümmet, hayır, emr-i bilma’ruf, nehy-i anilmünker konularına döndük.
Bir sonraki âyette, Yüce Allah bu ümmeti “insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet” olarak niteliyordu. Bu ümmetten insanlığa yalnız hayır gelirdi, gelmeliydi. Yeryüzünde kötülüğün önünü kesecek ve iyiliği yayacak olan ümmet, bu ümmet idi. Nitekim yüzyıllar boyunca İslâm ümmeti bütün dünyaya iyilik yaydı.
Dünyanın bugünkü halinde de insanlığa hayrı dokunacak olan ümmet bu ümmetten başkası değildi. Âyet, bir bakıma, “Başkasından hayır beklemeyin” diyordu bize. Ve dünyanın durumu da bunu tasdik ediyordu.
Geçtiğimiz Cumartesi günkü 174’üncü Kur’an Buluşmasında, Âl-i İmrân sûresinin 109 ve 110’uncu âyetleri üzerinde durduk.
Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfının (UTESAV) “Erdemli İş Adamı” projesi çerçevesinde 2013 başından bu yana devam eden Kur’an Buluşmaları, Cumartesi sabahları saat 7:00-9:00 arasında MÜSİAD’ın Sütlüce’deki genel merkezinde gerçekleşiyor.
Programımız simit-peynir-çay’dan meydana gelen bir kahvaltı ikramı ile başlıyor, 7:30’dan itibaren de sunum ve onu takiben soru-cevaplarla devam ediyor. İleri saat uygulaması sebebiyle, yarınki Kur’an Buluşması öncesinde de sabah namazı 07:00’de kılınıyor ve arkasından kahvaltıya geçiliyor.
Herkese açık olarak cereyan eden Kur’an Buluşmalarında hanımlar için de yer ayrılmış bulunuyor.