Ayasofya'da dönüşü olmayan yola girdik

Ezan okundu mu şeytanlar kaçar; öyle buyuruyor Allah’ın Resulü. Nitekim Ayasofya Camiinde ezan okunuyor diye şeytanın biri Türkiye’ye gelmekten vazgeçmiş. Biz bu şeytanları Ramazan ayında da kudurtmuştuk. Artık Ayasofya Camiini tamamen açarak bütün şeytanları kaçırma vaktidir. Ramazan’daki hatırlatmamızı bir daha hatırlıyor ve hatırlatıyoruz:

 

Ayasofya konusu artık geri dönülmesi imkânsız bir noktaya geldi.

Bu muhteşem İslâm mâbedinin kubbesi altında okunan Kur’ân’ın sadâsı tâ Amerika’larda yankılandı.

ABD panikledi, Avrupa’nın şımarık veledi Yunanistan feryada başladı. Hele bir de bu şımarık veledin sahur vaktinde Ayasofya Camiine konsolos gönderip durumu “teftiş” (!) etmeye kalkması yok mu?

Başka hiçbir gerekçe olmasa, bu tepkiler, bu Ramazan’da Ayasofya Camiinde yapılan işin ne kadar isabetli olduğunu göstermeye yeterdi.

Kur’ân-ı Kerim, “kâfirleri kızdıracak bir yere ayak basan” mü’minlere, Allah tarafından büyük ecirler vaad ediyor (bkz. Tevbe, 9:120).

Yine Kur’ân-ı Kerim, Müslümanların gelişip güçlenmesini överken, “Allah’ın kâfirleri bununla öfkelendirdiğini” haber veriyor (bkz. Fetih, 48:29).

Onun için, böyle hayırlı işlerde kâfirlerin öfkesi zafer emaresidir ve Allah tarafından gelecek daha büyük mükâfatların müjdecisidir.

Artık Ayasofya Camiini geciktirmeden ibadete açmanın tam zamanıdır. Bırakın öfkelensinler, istedikleri kadar kudursunlar; onları kızdırdığımız ölçüde Allah’ın rızasına yaklaşmışız demektir. Biz onların öfkesinden değil, ecdadımızın lânetinden korkarız.

Şimdi, bize kendi ülkemizde kendi mâbedimizi nasıl kullanacağımızı öğretmeye kalkan Batı’ya sadece demeçlerle değil, Ayasofya Camiini ibadete açarak fiilen cevap verme zamanıdır. Eğer bu yapılmaz da sert üslûplu bir iki cevapla konu geçiştirilir ve Ramazan sonrasında Ayasofya tekrar eski mahzun haline dönerse, bundan zarar gören gerçekten biz oluruz.

Zira iki tane Batılı ülkenin hırlamasından sonra Ayasofya’nın tekrar müze haline dönmesi, bizim içişlerimizde küçüğü ve büyüğüyle Batılı ülkelerin söz sahibi olmasını kabullenmek anlamına gelecektir.

***

İlk yayın tarihi:

12 Haziran 2016