Başörtüsü artık füruat değil: 2

Mahut 28 Şubat döneminde Gülen’e ve örgütüne başörtüsü gerekli değildi.

Hattâ batan gemiden atılması gereken fazlalıklardan biri, belki birincisiydi.

“Füruattır” buyurdu örgüt lideri.

Ve örtüler çözüldü.

Sadece çözülmekle de kalmadı. Başörtüsü için mücadele edenler kötülendi, aşağılandı.

Üstüne üstlük, polisin başörtüsünü savunanlara karşı uyguladığı şiddet, örgütün medyasında alkışlandı.

Sonra sırayla satışa çıktı bütün mukaddes değerler ve kurumlar. İmam Hatiplerin ve Kur’an kurslarının kapatılması alkışlandı.

Bütün bu icraatın failleri ise, hatâ ettikleri takdirde dahi Allah katında sevap kazanan müçtehidler olarak ilân edildi.

***

Onlar dün idi.

Şimdi bugün oldu.

Ve bugün Gülen’e başörtüsü lâzım oldu.

Terör örgütüne yardım ve yataklık ettikleri şüphesiyle gözaltına alınanlar arasında başörtülü birileri de yer alınca, bu defa başörtüsü füruat olmaktan çıktı, suç işlemek için bir imtiyaz aracı oldu.

Örgütün yayın organları, “Başörtülüler tutuklanıyor” yaygarasıyla, suç örgütüne uygulanan hukukî işlemleri başörtüsüne karşı yapılmış bir suikast şeklinde ilân etmekte gecikmediler.

Şimdi, örgütün başlıca yayın organına kayyım atanınca yine başörtülüler sahneye çıkarıldı.

Ellerine tutuşturulan pankart ve düdüklerle, bağırtı ve çağırtılar arasında güvenlik kuvvetlerine karşı sürüldü.

Bu defa örgütün çığırtkanları 28 Şubat’ta olduğu gibi “polisin büyük bir sabır ve sükûnetle görevini yaptığından” ve başörtülülerin “taşkınlıklarından” söz etmiyor.

Terör örgütünün yuvasına karşı alınan hukukî önlemleri, “başörtüsüne uygulanan zulüm” olarak ilân ediliyor.

Başörtüsü için yıllarca mücadele vererek ona özgürlüğünü kazandıranlar şimdi başörtüsü düşmanı; onu ilk sıkıntıda fırlatıp atanlar da başörtüsü savunucusu oldu!

Kısacası, başörtüsü artık Gülen ve örgütü için füruat değil.

Çünkü sığınacak hiçbir yeri kalmadı Gülen’in.

Şimdi, vaktiyle fırlatıp attığı başörtüsüne   sarılarak ayıplarını örtmeye çalışıyor.

Bunda da yadırganacak birşey yok:

Çünkü FETÖ fıkhına göre, örgüt liderinin canından başka hiçbir mukaddes değer yoktur.

Gerektiğinde başörtüsü de, başörtülü ablalar da feda edilir o mukaddes değer için.

Müslümanlar başörtüsü gibi bir İslâm şiârı için kendilerini siper ediyordu; Gülen ise kendisi için başörtüsünü siper yapıyor.

Sürülsün başörtülü ablalar panzerlere karşı, yesinler tazyikli suyu, biber gazını. Hiç dert değil.

Yeter ki Amerika’daki sarayında keyif süren hocalarının saltanatına bir halel gelmesin.

***

Konuyla ilgili daha önceki bir yazımız:

http://www.yazarumitsimsek.com/basortusu-artik-furuat-degil/