Hidayete ermek kadar hidayette kalmak da mühim



Sadece inkâr etmekle kalmayıp bir de inanan insanları imandan ve hayırdan alıkoymak için çalışanlarla ilgili İlâhî uyarılar, 276. Kur’an Buluşmasının ana gündemi idi.

UTESAV organizasyonuyla düzenlenmekte olan Kur’an Buluşmalarının 4 Temmuz Cumartesi günü gerçekleşen bölümünde Nisâ sûresinin şu mealdeki 167-169. âyetlerini okuduk:


İnkâr eden ve insanları Allah yolundan alıkoyan kimseler, pek derin bir sapıklıkla sapıtıp gitmişlerdir.

İnkâr edip zulmedenleri Allah ne bağışlar, ne de onlara bir yol gösterir.

Allah onları ancak ebediyen kalacakları Cehennem yoluna sevk eder. Bu ise Allah için pek kolaydır.


Bu âyet-i kerimeler, inkâr ve isyanda diretenleri ilgilendirdiği gibi, mü’minler için de uyarı niteliği taşıyordu. Çünkü sadece kendi inkâr ve isyanıyla yetinmeyip başka insanları da hak yolundan çevirip kendileri gibi azgınlaştırmak için uğraşan kimseler tarihin her devrinde vardı ve olmaya da devam edecekti. Bu ise, mü’minlerin teyakkuz halinde bulunmasını gerektiren bir durum idi. İşte, Kur’ân, sadece bize her hususta doğru yolu göstermekle kalmıyor, o yola iletildikten sonra orada sebat etmemiz için gerekli uyarıları da yapıyordu.

https://youtu.be/6_aXTMM_aHo adresinden yayınlanan Buluşmada ayrıca şu tesbitleri de yaptık:

  • Hidayet de, dalâlet de ancak Allah’ın izniyledir.
  • Allah’ın izni ise kulun seçimine tâbidir.
  • Cüz’î iradesini hidayet yönünde kullanan kulu Allah hidayete eriştirir, karanlıklardan nura kavuşturur.
  • Kendi iradesiyle dalâleti seçmiş olan kimseyi Allah cebren hidayete ulaştırmaz.
  • İnkâr edip zulmeden ve bunda ısrar eden kimseler, kendi tercihleriyle kendi âkıbetlerini seçmiştir.
  • Allah’ın onları ileteceği tek bir yol varsa, o da Cehennem yoludur.

ÖNEMLİ NOT:

Kur’an Buluşmalarına bu bölümle beraber kısa bir ara vermiş bulunuyoruz. Nasip olursa bundan sonraki ilk Kur’an Buluşması Ağustos ayının 8’inde aynı adresten yayınlanacak, Eylül ayının ilk haftasıyla birlikte yeniden normal düzene geçilecektir.