Abdullah bin Ukeym anlatıyor:
Ebu Bekr-i Sıddık (r.a.) bize bir hutbe verdi. Allah’a lâyık olduğu şekilde hamd ü senâ ettikten sonra dedi ki:
Size Allah’tan sakınmanızı, Onu lâyık olduğu şekilde senâ etmenizi ve ümidi korkuyla karıştırmanızı tavsiye ediyorum. Zira Allah Zekeriyya aleyhisselâm ile ehl-i beytini överek şöyle buyuruyor:
“Onların hepsi de hayırda yarışırlar ve hem ümit ederek, hem de korkarak Bize dua ederlerdi. Onlar Bize karşı saygılı ve edepli kimselerdi.” (Enbiyâ, 21:90.)
Sonra, ey Allah’ın kulları, şunu da bilin ki, Allah, kendi hakkına karşılık sizin nefislerinizi rehin almış, bu hususta sizden ahid de almış ve fâni olan az birşeyi bâki olan pek çok şey karşılığında sizden satın almıştır.
İşte Allah’ın kitabı elinizdedir. Onun nuru sönmez, hayret verici özellikleri tükenmez. Onun nuruyla aydınlanın. Allah’ın kitabının öğütlerini tutun. Karanlık günde ondan nur alın. Zira Allah sizi kendisine ibadet etmeniz için yaratmış ve üzerinize, ne işlediğinizi bilen o çok şerefli yazıcı melekleri (Kirâmen Kâtibîn) görevlendirmiştir.
Sonra, ey Allah’ın kulları, şunu da bilin ki, siz ancak sizin için meçhul olup da Allah’ın ilminde bulunan bir ecele erişinceye kadar gidip gelirsiniz. Siz şunu başarmaya bakın ki, eceliniz siz Allah için çalışırken gelip sizi bulsun. Buna ise Allah’ın yardımı olmadan muvaffak olamazsınız. Onun için, eceliniz gelmeden, henüz vaktiniz varken birbirinizle hayırlı işlerde yarışın ki, size verilmiş olan mühlet, sizi kötü amellerinize döndürmesin. Çünkü bir topluluk, kendilerini unutarak ecellerini hep başkaları hakkında var saydı. Onlar gibi olmaktan sizi men ederim. Öğüt alın ve kurtulmaya bakın. Çünkü arkanızda, peşinizi hiç bırakmayan çok hızlı bir talibiniz (eceliniz) var.
— Hakim, Müstedrek, no. 3499