Sonsuz macera

ÜMİT ŞİMŞEK

Herşey beklenmedik bir olaydır dünyamızda.

Her varlık, beklenmedik bir olayın sonucudur.

Sadece, onları sürekli olarak görmemiz bizi aldatır.

Ve gözümüzün önündeki nefes kesen maceraları seyretmekten bizi alıkoyar.

***

Bir ağaç gövdesi, kara topraktan beklenecek en son şeydir.

Zaten ondan çıkmamıştır.

Gerçi toprak içinde boy atar ağaçlar. Bazan yüzlerce kilo ağırlığa ulaştığı olur. Fakat topraktan hiçbir şeyi eksiltmez büyürken.

Işığı alır, işler ağaç. Suyu emer, işler. Bütün bunların bir ağaç gövdesine dönüşmesi aklın alacğı şey değildir.

Ama olmazlar olur.

Ve koca binalar yükselir gözümüzün önünde, hiçten çıkarcasına.

Gövde dallara, dallar yine dallara ayrılır.

Görünmez bir kalıbın içini doldurur gibidir ağaç.

Ağacın aldığı şekil, sürekli değişen ve gelişen bir mimarî sergiler havada.

Oysa ağacın yiyip içtikleri içinde böyle bir kalıptan eser yoktur.

Tohumlar ve çekirdekler ise, kendi dışında olup biteni bilemez. Bir ağacın simasına hükmedemez.

Yine de olmazlar olur.

Ve herşey, beklenmedik bir hedefe doğru yürür.

***

Beklenmedik olaylardan beklenmedik başka olaylar çıkar.

Cansız ve kaba bir cismin üstünde dünyanın en narin güzellikleri canlanır.

Odunlar çiçek açar.

Bir iskeletin dirilişindeki güzellik, seyredeni hayrete düşürür.

***

Sonra çiçeklerin devri dolar.

Ve yemyeşil yapraklar fışkırır kuru odunlardan.

Hayatın tazeliği ihtiyar simaları süsler.

***

Ardından, peş peşe meyveler belirir dallarda.

Nasıl belirirler, nasıl renklenirler, nasıl tadlanırlar, nasıl kokulara bürünürler iştahları açmak için? Akıllar ermez.

Ama beklenmedik olayların da ardı arkası kesilmez.

Ağaç gövdesi kendisinden beklenmeyen şeyi verdikten sonra, meyve de kendisinden beklenmeyeni verir.

Toprağa düşer ve bir esrarlı yolculuğa çıkar:

İnanılmaz bir maceranın yeni bir bölümünü başlatmak için.