Hayır yarışında Sahabeden örnekler



Abdullah b. Ömer (r.a.) Arafat’tan Cuhfe’ye indiğinde hastalanmış, canı balık çekmişti.

Aradılar, sonunda ancak bir tane bulabildiler. Hanımı Safiye onu pişirip önüne koydu.

O sırada bir fakir gelip Abdullah’ın yanına oturdu.

Abdullah ona “Şu balığı al da ye” dedi.

Oradakiler “Sübhanallah! Bizi o kadar yordun; bu balığı güç belâ bulabildik. Bunu sen ye, o adama da başka birşey veririz” dediler.

Hanımı da “Ona bir dirhem vermek balığı vermekten daha iyidir. Böylece sen de canının çektiği balığı yemiş olursun” dedi.

Abdullah ise “Zaten ben de onu çok arzuladığım için veriyorum ya!” dedi.

Sahabenin önde gelen isimlerinden olan Abdullah b. Ömer’in bu davranışı, “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe birr’e ermiş olmazsınız” meâlindeki âyet-i kerimenin ilk dönem Müslümanları arasında nasıl bir hayır yarışına yol açtığını gösteren örneklerden biriydi.

Geçtiğimiz hafta incelediğimiz Âl-i İmrân sûresinin 92-95’inci âyetleri arasında ana konumuzu teşkil eden bu âyet-i kerimeye, bu ve benzeri vak’alar ışığında baktık ve günümüze dersler çıkarmaya çalıştık. Şu hususlar da, çıkardığımız dersler arasındaydı.

· “Sevdiği şeyden infak etmek” sadece para ve eşyaya münhasır değildir.

· Şan, şöhret, mevki, makam, rütbe, ünvan gibi şeyler de dikkate alınmalı.

· Maneviyatta ve âhirete ait işlerde de bu yüksek hasleti ilke edinmek, ümmetin fertleri ve cemaatleri arasındaki birlik ve muhabbetin en önemli vesilesi olabilir.




***

Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfının (UTESAV) “Erdemli İş Adamı” projesi çerçevesinde 2013 başından bu yana devam eden Kur’an Buluşmaları, Cumartesi sabahları saat 7:00-9:00 arasında MÜSİAD’ın Sütlüce’deki genel merkezinde gerçekleşiyor.

Programımız simit-peynir-çay’dan meydana gelen bir kahvaltı ikramı ile başlıyor, 7:30’dan itibaren de sunum ve onu takiben soru-cevaplarla devam ediyor.