ÜMİT
ŞİMŞEK
S
Su ister boynu bükük çiçekler.
Su ister, fışkırıp filiz olmak isteyen tohumlar.
Toprakta barınan yahut yerde yürüyen ne varsa, hepsi su ister.
Su çok uzaklardadır. Üstelik acı ve tuzludur. Ne içilir, ne bir
çiçeğe faydası dokunur.
Onu getirmeye ve kana kana içmeye güçleri yetmez.
Onun için, istediklerini, herşeye gücü yeten birisinden
isterler.
***
Toprağın herbir zerresinden duâlar yükselir Arşa.
Yerin ve Göklerin Rabbine, Onun sayısız kulları, niyazlarını
sunar.
Dualara cevap veren, güneş ışığını gönderir denizlerin yüzüne.
Suyu ısıtır, arıtır, havaya kaldırır.
Bulutlara “Toplan” emrini verir.
Bulutlar şevkle koşar Rabbinin emrine. Bölük bölük toplanırlar.
Şekilden şekle girerler.
Sonra rüzgâr emir alır Rabbinden. Hedef gösterilir. Ve rüzgâr, gösterilen
yere bulutları taşır.
Şimşeğe “Çak” emri ulaşır.
Şimşek, tesbihatıyla gökleri çınlatır.
Gök gürültüsüne “Müjdele,” buyurulur. “Müjdele Benim kullarıma
rahmetimi.”
Bulutlar “Geliyoruz,” diye haykırır. “Rabbimizin rahmetiyle
geliyoruz.”
Gökyüzü bir mescid olur. Gök görültüsü Onu över, melekler Onu
tesbih eder.
Semâda ürkütücü nâralar yankılanır. Ümit ve korku bir arada
yaşanır.
İşte benim Rabbim rahmetini müjdelediği zaman bulutları böyle
koşturur, gökleri böyle konuşturur. Sizin ise, ey münkirler, Allah’tan başka
bel bağladığınız şeyler arasında, gökleri susturabilecek birisi var mı?
***
Derken, damlalar birer ikişer ıslatmaya başlar yeryüzünü.
Devamı: