ÜMİT ŞİMŞEK
Google’ın beni adım adım takip ettiğini biliyordum, ama bu kadar ayrıntılı bir şekilde izlediğini öğrenmek, hem de izleme yöntemini tesbit etmek yine de büyük bir sürpriz oldu.
Geçenlerde her nasılsa https://www.google.com/maps/timeline adresine yolum düşecek oldu. Bir de gördüm ki, Büyük Birader işi bayağı ciddîye almış. Dakika dakika nereden çıkıp nereye gittiğimi, nerede yürüyüp nerede arabaya bindiğimi, üşenmeyip tek tek not etmiş. İşte 6 Ağustos tarihli bir örneği:
Öğle vakti 12:41’de evden çıkıp 11 dakikalık bir araba yolculuğundan sonra 12:52’de Mimar Sinan mahallesine varmışım.
Arabayı park ettikten sonra 7 dakikalık bir yürüyüşü takiben otobüsle (Google otobüs diyor, ama doğrusu Marmaray olacak) 4 kilometrelik bir yolculuk yapmışım. Yeraltına girişimle çıkışım arasında 27 dakika geçmiş.
İndikten sonra 450 metrelik bir yürüyüşle Rustem Pasha Madrasa, Bediüzz AmAn Museum’a (bu aynen Google’ın imlâsı) varmışım ve 13:52 ile 17:12 arasında burada kalmışım.
Rüstempaşa’dan çıktıktan sonra da 4,3 kilometrelik bir yürüyüşten sonra 36 dakikada Mimar Sinan mahallesine varmışım. (Marmaray’ı gidişte otobüs olarak algılayan Google, dönüşte yayaya benzetmiş!)
Sonra da, 26 dakika süren 7,3 kilometrelik bir araba yolculuğunu takiben 18:42’de eve varmışım.
ŞÜPHELERDEN GERÇEKLERE
Gerçi bu takip işi beni şaşırttı şaşırtmasına, ama o kadar da fazla şaşırtmadı diyebilirim. Zira birileri tarafından sürekli gözlenmekte olduğumu bundan iki sene kadar önce bir tesadüf sonucu fark etmiştim.
Günlerden 12 Ağustos, yıllardan 2016 idi. Güneşin batışına yarım saat kadar kalmıştı. Eğirdir Gölü civarında fotoğraf çekerken, bütün gökyüzünü kaplamış bulutların arasında esrarengiz bir delik beni meraklandırdı.
O bölgeyi yakınlaştırarak çektiğim fotoğraf ise, çok açık bir şekilde, etrafa ışınlar yayan bir çift gözü gösteriyordu.
Bu kadarlık bir bilgi, tabii ki bir komplo senaryosu yazmak için yeterli değildi. O fotoğraf böylece arşivde yerini aldı, ama büsbütün de unutulmadı.
Derken, geçtiğimiz haftalar içinde, Eğirdir’e yaptığım yeni bir seyahatin akşamında, Google bana bir sürpriz yaptı:
Cep telefonuma mesaj göndererek Eğirdir’de kaldığım otel hakkındaki intibalarımı istedi. (Reklam olmasın diye otelin ismini yazmıyorum, ama Google nerede kaldığımı çok iyi biliyordu.)
O günün sabahında, otelin balkonundan göl üzerinde güneşin doğuşunu fotoğraflarken, iki sene önceki gözler yine karşıma çıkmasın mı? Önceki batı ufkundan beni gözlüyordu, bu defa doğu ufkundan, yine aynı şekilde bulutlar arasından beni gözetlerken o gözleri yakaladım. (Güneşin tam üzerine bakın!)
Derken, geçtiğimiz günlerde ummadığım bir şekilde Google Timeline ile tanışınca, parçalar birden birleşiverdi:
O gözler Google’ın gözleri olmasın?
Bu defa tahkikatı derinleştirdim. Google Timeline acaba beni ne zamandan beri adım adım izliyordu?
Karşıma 2016 yılı çıkmasın mı? Yani, benim o gözleri Eğirdir’de yakaladığım tarih!
Doğrusu, Google’ı iş üzerinde yakalamakta erken davranmışız davranmasına da, olayı çözmek biraz zaman almış!