Bir filin hortumu, bir ağacı kökünden sökecek kadar güçlüdür. Bu kaba ve kuvvetli organın şaşırtıcı bir özelliği daha var: Bir tavşan burnundan daha hassastır: İki kilometre uzaktaki suyun kokusunu alır. Kokusuz suyun kokusu nasıl alınır? Üstelik iki kilometre uzaktan bu koku nasıl hissedilir? Bilemiyoruz. Yalnız bildiğimiz birşey var: Filin Rabbi, onu o koca gövdesiyle saatlerce su peşinde koşturmayacak kadar merhamet sahibidir. Onun için, kilometrelerce uzaktaki su kaynağının yerini ona bildirir. Ve fil, gözüyle görmüş gibi su kaynağına doğru yönelir, eliyle koymuş gibi onu yerinde bulur. *** Koku, her zaman güvenilir bir haberleşme vasıtası değildir. Bazan rüzgârla ve başka kokularla karışık hale gelebilir. Bu defa da, işitilmeyen sesler fillerin imdadına yetişir. Bu sesler, koca ormanların içinden hiçbir engele uğramaksızın geçerek kilometrelerce uzaklara rahatlıkla ulaşan sesaltı dalgalarıdır. Bir su kaynağını keşfeden fil sürüleri, bizim işitemediğimiz seslerle, kilometrelerce uzaktaki diğer fil sürülerine haber ulaştırır. Tehlikeyle karşılaşan filler, aynı seslerle durumu uzaktaki akrabalarına bildirir. Yardıma ihtiyacı olan fil, yine aynı işitilmez seslerle kilometrelerce uzaklardan yardım çağırır.