Bugün yine bütün bir gün boyunca şehrin en işlek yolları trafiğe kapalı tutuluyor. Gerekçe:
30 Ağustos törenlerinin provası.
Bir hafta sonra aynı yollar bir daha kapanacak.
Sonra İstanbul’un kurtuluş günü gelecek. Yollar yine kapanacak.
Sonra Cumhuriyet Bayramı gelecek. Sadece bayram için değil, provalar için de ayrıca yollar bir daha kapanacak.
Bayramlara ve kurtuluş günlerine birşey dediğimiz yok; uygun şekilde, israfa kaçmadan, “görmemişlik” izlenimi vermeden, bu günler yine kutlanmalı ve o günlere anlamını veren değerler hatırlanmalıdır.
Fakat bunu milyonlarca kişiye eziyet verecek bir şekle dönüştürmenin bu değerlere hizmet ettiğini düşünmek kadar abes birşey tasavvur olunamaz.
İşte, yarım asırdan fazla zamandır devam eden bu eziyet geleneğinin karşılığını, Kader başka bir şekilde bize ödetiyor:
Bayram diye, tören diye vatandaşının yolunu kesen devletin başına, devletin yollarını kesen eşkıya çetelerini musallat ediyor.
Eşkıya çeteleri ve onların her kılıktaki destekçileri mutlaka hüsrana uğrayacaklar; bundan şüphemiz yok. Fakat onlarla olan mücadelenin daha kolay ve kesin bir şekilde sonuca ulaşması için, önce Kadere bu fetvayı verdiren sebepleri bertaraf etmek gerekmez mi?